9 Haziran 2010 Çarşamba

DENİZLERDEKİ ŞAŞIRTICI ÇEŞİTLİLİK











Bugüne kadar bir litre deniz suyunda 3 bin bakteri türü bulunduğu düşünülüyordu. "454 tag sequencing" adı verilen yeni tasnifleme tekniğiyle yapılan son araştırmalar ise bir litre deniz suyunda 20 binin üzerinde bakteri türü bulunduğunu ortaya koydu.1


Atlas ve Pasifik Okyanusu'nda yapılan araştırmada 500-4000 metre derinlikte 8 ayrı noktadan numune toplandı.2 Woods Hole'daki Deniz Biyolojisi Laboratuvarı'nda çalışan ve aynı zamanda araştırmaları yürüten ekibin başkanlığını yapan Mitchell Sogin mikrobiyolojik çeşitliliğin bilinen veya tahmin edilenin çok üstünde olduğunu vurgulayarak, "Edindiğimiz yeni bilgiler doğrultusunda yürüttüğümüz tahminlere göre okyanuslarda 10 milyon çeşit yaşam formu olabilir" diye belirtti.3




Hiç şüphesiz bilim dünyasındaki bu yeni bilgi, dünyanın her yerinde çok çeşitli canlı formlarının yaşam sürdüğünü yeniden akıllara getirmiştir. Gelişen teknoloji ile birlikte önümüzdeki dönemlerde daha pek çok keşfin yapılacağı tahmin edilmektedir. Nitekim Amerikalı bilim adamı Mitchell Sogin de yaptıkları önemli keşfin ardından şöyle demiştir: "Bu (çalışma) gerçekten, bilgi eksikliğimize ve daha öğrenecek ne kadar çok şey olduğuna işaret etmektedir."4



Bilim bir kez daha açık bir şekilde göstermiştir ki, dünyanın her köşesi muazzam bir çeşitlilik ile kuşatılmıştır. Binlerce metre derinlikteki okyanuslardan yüksek dağlara, sıcak çöllerden soğuk kutup bölgelerine kadar her yerde binlerce canlı türü bulunmaktadır. Çıplak gözle görülmeyen akarlardan onlarca metre uzunluktaki dev ağaçlara, tek hücreli organizmalardan deniz canlılarına, kuşlardan, sincaplardan rengarenk çiçeklere tüm canlılar Allah'ın sonsuz ilminin ve benzersiz sanatının göstergesidirler.




Allah’ın Kuran’da bildirdiği gibi: “Şüphesiz, mü'minler için göklerde ve yerde ayetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 3-4)



KAYNAKLAR:

1. Der Spiegel, Im Meer lebt mehr, 1 Ağustos 2006.

2. Der Spiegel, Im Meer lebt mehr, 1 Ağustos 2006.

3 Der Spiegel, Im Meer lebt mehr, 1 Ağustos 2006.

4. USA Today, Scientists Report Seas Contain More Microorganisms Than Thought, 1 Ağustos 2006.

23 Temmuz 2008 Çarşamba

DEPREMLERİN ÇOĞALMASI: Mehdi'nin Çıkış Alametlerindendir



…Depremler çoğalmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s. 109)

Peygamberimiz (sav) yukarıdaki hadisinde "depremlerin çoğalmasını" ahir zaman öncesinde meydana gelecek alametlerden biri olarak ifade etmiştir. Gerçekten de 20. yüzyıl da on binlerce kişinin hayatını kaybettiği depremlerle tarihe geçti. Kobe’deki şiddetli deprem, Türkiye’de, Tayvan’da, Yunanistan’da ve Meksika’da birbiri ardınca gelen depremler ahir zamana bakan çok önemli işaretler içermektedir.


"Ümmetimde zelzeleler olur. Öyle ki, bu zelzelelerde on bin, yirmi bin, otuz bin kişi ölür. Allah, bu ölümü muttakilere öğüt, müminlere rahmet, kafirlere ise azap kılar." (İbni Asakır, Geleceğin Tarihi 1, Orhan Baytan, Mevsim Yayıncılık, sf.81)

Barınacak evler, sizi taşıyacak hayvanlar bulamayacağınız zaman yaklaşmıştır. Çünkü evlerinizi depremler yıkacak, hayvanlarınızı yıldırımlar yakıp kömüre çevirecektir. (Nuaym bin Hammad, Geleceğin Tarihi 1, sf.82)

Hilafetin Arzı-Mu kaddeseye indiğini görürsen bil ki, artık zelzeleler, kederler, büyük hadiseler yakındır. O gün kıyamet insanlara şu elimin başına olan yakınlığından daha yakındır. (Ebu Davud, Cihad 37, sf.2535, Kütüb-i Sitte, cilt 14, sf.339)

Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgarları, (zelzeleyi) yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) (veya gökten taş yağmasını (kazfi)) bekleyin. (Tirmizi, Fiten 39, sf.2211, Kütüb-i Sitte, cilt 14, sf.341Ahir zamanda eğlencelerin ve çengilerin meydan aldığı ve içkinin de mubah addolunduğu zaman yere batma, taş yağma zuhur edecek ve insan kılığından çıkma olacaktır. (Hz. Sehl İbni Saad, Ramuz El Ehadis, cilt 2, sf.302/8)


İlim kalkmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz. (Buhari, İbni Mace, Kıyamet Alametleri, s.108)


Güneş'ten Bir Alametin Belirmesi

Mehdi, Güneş'ten bir alamet belirinceye kadar gelmeyecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf.49)Güneş bir alamet olarak doğmadıkça Mehdi çıkmaz. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf.33)Güneş'te böyle büyük bir patlama olayı ilk kez, içinde bulunduğumuz yüzyılda meydana gelmiştir.


Güneş Tutulması

11 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen Güneş tutulması yüzyılın son tam Güneş tutulmasıdır. İlk kez bu kadar çok insan Güneş tutulmasını, hem de bu kadar uzun bir süre izleyebilmiş, inceleme fırsatı elde etmiştir. Bu tutulmada dikkat çeken bir nokta da Türkiye'nin bu tam tutulmanın en iyi izlendiği ülkelerden birisi olmasıdır. Bartın'dan Silopi'ye kadar, yaklaşık olarak 12 şehir ve 100 ilçe tutulmayı gözleyebilmiştir.

Bu kadar işaretin birarada ve çok kısa bir zaman dilimi içinde art arda gerçekleşmesi tesadüf değildir. Bu işaretler inanan kullar için birer müjdedir.



www.KiyametAlametleri.com

www.KaderNedir.com

3 Ocak 2008 Perşembe

AHİRZAMAN'DA YAŞANACAK KITLIK İLE İLGİLİ HADİSLER



İnsanlar 95. seneye kadar malik olacak, yani işleri iyi gidecek, 97 veya 99. senede MÜLKLERİ ZAİL OLACAK (yıkılıp yok olacak)... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 54)

... belki öğüt alıp düşünürler diye YILLAR YILI KURAKLIĞA VE ÜRÜN KITLIĞINA UĞRATTIK. (Araf Suresi, 130)


"Fakirler çoğalacak." (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 455)

"Açlık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak." (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 440)

Peygamberimizin işaret ettiği dönemin günümüz koşullarını tasvir ettiği açıktır. Geçmiş yüzyıllara bakıldığında kuraklık, savaşlar veya felaketler gibi nedenlerle zorluk ve sıkıntılar yaşandığı fakat bunların geçici ve bölgesel boyutlarda kaldığı görülmektedir. Oysa içinde bulunduğumuz çağda yaşanan fakirlik ve geçim zorlukları kalıcı, düzenli ve büyük ölçekli bir yapı taşımaktadır.

Günümüzde dünya genelinde fakirlik çok ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. UNICEF'in son raporları göz önünde tutulursa, dünya nüfusunun dörtte biri "tasavvur edilemez sıkıntı ve yokluk koşullarında" yaşamaktadır.
4 Bir milyar üç yüz milyon kişi günde 1 dolar, üç milyar kişi de günde 2 dolar ile geçinmektedir.5 Yaklaşık bir milyar üç yüz milyon insan temiz sudan, iki milyar altı yüz milyon insan temel sağlık hizmetlerinden yoksundur.6


KİTAB-I MUKADDES'TE AHİR ZAMAN İLE İLGİLİ DOĞA OLAYLARI

Yeryüzünde olağanüstü doğa olaylarının gerçekleşeceğini önceki bölümlerde ayrıntılı olarak incelemiştik. Bu belirtilerin benzerleri Matta ve Luka İncillerinde de yer almaktadır. Buna iki örnek şöyledir:

... Yer yer kıtlıklar, depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Matta 24:7-8)

Dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak. Çünkü göksel güçler sarsılacak. (Luka 21:26)

İncil'de de ahir zamanda gökte olağanüstü olayların gerçekleşeceğinden bahsedilmektedir: Bunlardan bir tanesinde şu ifadeler yer almaktadır:

Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak. (Luka 21:11)


www.HarunYahya.net

3 Eylül 2007 Pazartesi

MESİH DECCAL'İN ÇIKIŞ ALAMETLERİ




Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor. Buzullar, eskiye oranla, altı kat hızla okyanuslara kayıyor. Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonhabar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, hayvanların göç dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor, kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor... Dünyaya neler oluyor?

Herkes iklim değişikliklerini konuşuyor, medyada hemen her gün bu konuda haberler, araştırmalar yer alıyor. Ancak tüm bu olaylarla ilgili olarak insanların büyük bir çoğunluğunun henüz haberlerinin dahi olmadığı çok daha büyük bir olay var: Ahir zamanda Mesih Deccal'in çıkışı

Peygamber Efendimiz (sav), ahir zamanda gelecek olan Mesih Deccal'in alameti olarak, o dönemde yaşanacak büyük bir kuraklığı haber vermiştir. Bilindiği gibi, başta Hz. Mehdi'nin çıkışının alametleri olmak üzere, ahir zamanda meydana geleceği haber verilen pek çok alamet günümüzde peşi sıra gerçekleşmektedir.

Söz konusu iklim değişikliği ve kuraklık başlangıcının da, Peygamberimiz (sav)'in aynı dönemde çıkacağını haber verdiği Deccal'in alametlerinden biri olan kuraklık olması ihtimali çok yüksektir. En doğrusunu Allah bilir.

Ahir Zaman Ve Deccal

Ahir zaman, son zaman anlamına gelen, Peygamberimiz (sav)'in hadis-i şeriflerinde ve İslam alimlerinin izahlarında detaylı olarak haber verilen, kıyametten hemen önce yaşanacak bir dönemdir. Yeryüzünün, doğal afetler, bozulmalar, sosyal ve ahlaki çöküntülerle sarsılacağı bu dönemin Müslümanlar için önemi büyüktür. Çünkü bu dönemde, Hz. İsa ve Hz. Mehdi gibi kutlu şahıslar zuhur edecektir. Bunların yanı sıra tarihteki en büyük fitneyi çıkaracağı haber verilen Mesih Deccal de tarih sahnesindeki yerini alacaktır.

Peygamberimiz (sav) bir hadisinde, Deccal'in fitnesinin büyüklüğüne dikkat çekmiş ve tüm insanları bu tehlikeye karşı uyarmıştır:

Allah, Hz. Adem'i yaratmış olduğu günden bu yana, Deccal'in fitnesinden daha büyük bir fitne olmamıştır." (Kıyamet Alametleri, Genişletilmiş 8. Baskı, s. 225)

Tarih boyunca dünya üzerinde anarşi ve kargaşanın yaşandığı dönemler olmuştur, ancak Deccal’in neden olduğu karmaşa ve fitne ortamı, tarihin hiçbir döneminde eşi görülmemiş büyüklükte olacaktır.

Deccal’in hedefi, insanları imandan, güzel ahlaktan, manevi derinlikten, sevgiden, şefkatten ve tüm insani meziyetlerden uzaklaştırıp, onları sevgisiz, saldırgan, vahşetten ve şiddetten zevk alan, adeta vahşi birer hayvan haline getirmek ve bu şekilde dünyayı kanlı bir arenaya çevirebilmektir. Ancak bu plan hiçbir zaman galip gelemeyecektir. Deccal ve sistemi mutlaka fikren yok olacaktır.

Kuraklık ve Deccal’in Çıkışı

Ahir zamanda belli bir dönem yaşanacak olan kuraklık, rivayetlere göre, Deccal'in çıkışından hemen önce gerçekleşecek olan çok önemli bir alamettir.

Hz. Muhammed (sav), Deccal'in çıkışından önce gerçekleşecek olan kuraklık sürecini bir hadis-i şerifinde detaylı olarak şöyle tarif etmiştir:

"Deccal'ın çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü, bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda gökyüzü normal yağmurunun üçte ikisini yağdırmaz. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü yılda ise gökyüzü yağmurunun tamamını keser, yeryüzü de bitkisinden hiçbirini bitirmez." (Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s. 241)

Kuraklık konusunda son dönemde medyada yer alan haberler, hadiste yer alan bilgileri ayrıntıları ile doğrular niteliktedir. Hadiste, üç sene içerisinde giderek artan şiddette yaşanacak olan büyük bir kuraklıktan bahsedilmektedir. Londra Üniversitesi'nin, meteorolojik tahminler üzerine uzmanlaşmış bir çalışma grubunun yaptığı incelemeler de hadiste verilen bilgiler ile birebir mutabıktır. Bu bilgilere göre önümüzdeki üç senelik dönemde kuraklığın şiddeti gittikçe artacak ve ürünlerde kademeli olarak bir azalma görülecektir. Aşağıda yer alan gazete haberi de hadiste verilen bilgileri birebir doğrular niteliktedir. Haberdeki şu cümleler çok dikkat çekicidir:

''Veriler, dikkat çekici bir şekilde önümüzdeki 1 yıl içinde İç Anadolu Bölgesi'nin 'az-orta' derecede kuraklık yaşayacağını, 2 yıl sonra 'az' düzeyinden 'şiddetli' düzeyde bir kuraklığa ulaşacağını, 3 yıl sonra ise kuraklığın 'az'dan 'had safhada kuraklık' düzeyine çıkacağını gösteriyor."

Kuraklığın Birinci Yılı

Hadiste, birinci senede yağmurun çok az yağacağı ve kuraklık nedeniyle ürünlerde üçte bir oranında azalma olacağı haber verilmektedir:

"Deccal'in çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü bitkisinin üçte birini bitirmez..."

Art arda yapılan ve sonuçları yayınlanan bilimsel araştırmalar da bu bilgileri doğrulamakta, 2006 yılı sonu ve 2007 yılı başından itibaren, önceki yıllara oranla yağışlarda belirgin bir düşüş gözlendiği kaydedilmektedir. Örneğin, Ziraat Mühendisleri Odası'nın, özel bir çalışma grubu kurarak hazırladığı 'Kuraklık ve Etkileri' raporuna göre, Türkiye Aralık 2006'da normalin dörtte biri oranında yağış almıştır. Yine Türkiye'de, Ekim ve Aralık döneminde uzun yıllar yağış ortalaması 224 mm. olduğu halde, 2006 Ekim-Aralık döneminde 199,1 mm yağış kaydedilmiştir.

Bir diğer habere göre ise, küresel ısınma yüzünden Avrupa sıcaktan kavruluyor. Fransa, İtalya ve Hırvatistan'ın başı çektiği birçok Avrupa ülkesi kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Avrupa'nın birçok nehri kururken gemiler de çekilen su yüzünden karaya oturdular.

Kuraklığın İkinci Yılında Yaşanacaklar

Hadiste kuraklığın ikinci senesinde yağmur miktarının daha da aza ineceği bildirilmiştir. Ürünlerde ise üçte iki oranında bir azalma olacağına dikkat çekilmiştir: "...

İkinci yılda gökyüzü normal yağmurunun üçte ikisini yağdırmaz. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez..."

29 Mayıs 2007 tarihli şu haberde verilen bilgiler ise hadiste bildirilen detayların birer birer gerçekleştiğini göstermektedir: (Elbette ki en doğrusunu Allah bilir.)

“2006 ve 2007 yıllarında son 25 yılın ortalamasının çok altında kalan yağış miktarı, baraj, göl ve nehirlerdeki su oranını azalttı. Ekili alanların sulanmasında sorun yaşanmaya başlandı... Susuzluk nedeniyle ikinci ürün ekimi de gerçekleştirilemeyecek."

Son dönemde yaşanan kuraklığın ciddi boyutları bir çiftçinin dilinden 2007 yılı Mayıs ayında bir gazete haberine şöyle yansımıştır:

"Bu yıl Söke Ovası'nda inanılmaz bir kuraklık var. Sadece ben 80 dönümlük pamuk tarlamı bozdum. 2006 Ekim ayından beri bölgeye metrekare başına sadece 6 litre yağış düştü. Deniz suyu yaklaşık 20 metre kadar çekildi.”

Birçok haberde de son dönemde kuraklık nedeniyle yaşanan ürün sıkıntısına dikkat çekilmektedir. Tıpkı hadiste bildirildiği gibi.

Kuraklığın Üçüncü Yılında Yaşanacaklar

Üçüncü senede yağmurlar tamamen kesilecek ve ciddi bir ürün kıtlığı yaşanacaktır:

"...Üçüncü yılda ise gökyüzü yağmurunun tamamını keser, yeryüzü de bitkisinden hiçbirini bitirmez."

2007 yılı Nisan ayında 2 bin 500 bilim adamının katıldığı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nde, "İklim Değişikliği 2007" raporu yayımlanmıştır. Bu rapor, hadiste verilen bilgileri tamamen doğrular niteliktedir. Rapora göre önümüzdeki birkaç senede, yağış almayan bölgeler daha da kuraklaşacak ve buralarda açlık ve hastalıklar artacak. Deniz kenarındaki ülkelerde kışın seller artacak, Orta Avrupa'da ise karların erimesi sellere yol açacak. Avrupa'nın tarım, ormancılık, turizm ve enerji sektörleri başta olmak üzere tüm ekonomisi olumsuz etkilenecek. Bazı Afrika ülkelerinde tarımsal üretim yarı yarıya düşecek.

Tüm bu bilgilerin ortaya koyduğu gibi günümüzde, küresel ısınma sürecinin neden olduğu kuraklık, dünyanın pek çok ülkesini etkisi altına almaktadır.

Bu iklimsel olayın zamanının ve gelişim safhalarının, hadis-i şerifte ahir zamanda Deccal'in çıkış alameti olarak bildirilen kuraklık tarifleriyle son derece uyumlu olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu olayın çok yakın bir zamanda dünya üzerinde yaşanacak olağanüstü gelişmelerin habercisi olması kuvvetle muhtemeldir. Elbette en doğrusunu Yüce Rabbimiz bilir.

Deccal Ne Zaman Ortaya Çıkacak?

Hadislerde yer alan bilgilere göre, Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne gelmesi, Hz. Mehdi'nin zuhuru ve Deccal'in ortaya çıkması aynı dönem içinde olacaktır. Bu dönem; din ahlakının yaşanmadığı, ahlaksızlığın, karmaşanın, savaşların, çatışmaların çok yaygınlaştığı, terörün, cinayetlerin ve şiddetin günlük hayatın parçası haline geldiği bir dönem olacaktır. Peygamberimiz (sav), bir hadis-i şerifinde Deccal'in yüzyıl başlarında çıkacağını bildirmiştir:

Peygamberimiz (sav) bir başka hadisinde ise şöyle buyurmaktadır:

"Bu ümmetin ömrü bin seneyi geçecek, fakat bin beş yüz seneyi aşmayacaktır..." (Kıyamet Alametleri, s. 299)

Peygamber Efendimiz (sav), ümmetin ömrünün 1500 seneyi geçmeyeceğini bildirdiğine göre, bu büyük olayların meydana gelişinin Hicri 1400'üncü yılın başlarına, yani 2000'li yıllara işaret ediyor olması muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir). Gerek yakın tarihte gerçekleşen alametler gerek içinde bulunduğumuz dönemde Dünya üzerinde yaşanan olaylar çok önemli bir gerçeği göstermektedir.

Bu olaylar Peygamberimiz (sav)’in ve İslam alimlerinin, Mesih Deccal'in ortaya çıkacağı tarih ve yapacağı faaliyetler hakkında verdikleri bilgilerle tam olarak mutabıktır. Son zamanlarda yeryüzünde iyice artan ve şimdiye kadar benzeri olmamış bir boyuta ulaşan şiddet, anarşi, kargaşa, katliamlar ve terör olayları ise Deccal'in faaliyet halinde olduğuna ve tüm bunları adeta yönettiğine işaret etmektedir.

Günümüz dünyasında yaşananlar her ne kadar Deccal'in sessizce faaliyetlerine başladığını gösteriyor olsa da, Deccal'in bizzat kendisi henüz tanınmamaktadır. Bunun sebebi ise Deccal'in türlü aldatmacalar ve hilelerle kendisini insanlara farklı şekilde tanıtmasıdır. Bu nedenle negatif bir güç olduğu da hemen anlaşılamayacak ve hemen tanınamayacaktır. Deccal, açık olarak ortaya çıkacağı dönem gelinceye kadar fazla dikkat çekmeden, yavaş ve derinden faaliyet gösterecektir. Bu dönem boyunca, Deccal ve taraftarları için gizlilik esas olacak, bu amaçla gizli teşkilatların desteğini alacaktır. Bu gizliliğin bir gereği olarak Deccal, derin devletler oluşturup onların başına geçecek, adeta "görünmez bir güç" gibi hareket edecektir. Bu sayede sinsi bir şekilde bozgunculuğu organize edecektir.

Yazının başında bahsettiğimiz büyük kuraklık sonrası da, Deccal'in ortaya çıkıp insanlar tarafından tanınacağı dönem olabilir. En doğrusunu Allah bilir.

Deccal'in Sonu Hüsrandır

Deccal'in çıkışının habercisi olan tüm gelişmeler aslında Müslümanlar için 14 yüzyıllık bir müjdenin de habercisidir. Bu müjde, Hz. İsa (as)'ın, Deccal’in fitnesine son vermesi ve İslam ahlakının Hz. Mehdi vesilesiyle yeryüzündeki hakimiyetinin başlayacağı Altınçağ’ın yaklaşmasıdır. Deccal'in insanları din ahlakından uzaklaştırmak için yürüttüğü savaş, Allah'ın izniyle, samimi iman eden kimseler üzerinde etkili olmayacaktır.

Tarihin her döneminde, fitne ve bozgunculuk üzerine bir araya gelmiş menfaat çevreleri olmuştur. Ve her zaman bu insanların karşısında, Allah'a iman eden, güzel ahlaklı, cesur ve sabırlı kişiler yer almıştır. Günümüzde de Deccal, kötülüğün en önde giden temsilcisidir. Bugün de, tıpkı geçmişte olduğu gibi, din ahlakının yayılması için çalışanlarla, Deccal arasında kapsamlı bir fikri mücadele vardır. Bu mücadele, günümüzdeki haberleşme olanakları göz önünde bulundurulduğunda, tarihin en büyük fikri mücadelesi olarak nitelendirilebilir. Nitekim bu büyük mücadelenin bitişi de çok görkemli olacak, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin zuhur etmeleri ve bir araya gelmeleriyle kötülük yapanlar tarih sahnesinden silineceklerdir.

Peygamber Efendimiz (sav), başta Mesih Deccal'in fitnesi olmak üzere, tüm ahir zaman fitnelerinin Hz. İsa ve Hz. Mehdi vesilesiyle yok edileceğini müjdelemiştir. Hadislerde haber verildiği üzere, Hz. İsa yeniden yeryüzüne dönecek, Hz. Mehdi ile buluşacak, ardından Beytü'l Makdis'te Deccal'le karşılaşacak ve Deccal, Hz. İsa tarafından fikren yok edilecektir. Hadislerde şu şekilde bildirilmektedir: "...

DECCAL ORTALIĞA FİTNE SAÇARKEN Cenabı Hak, MESİH MERYEM OĞLU İSA'YI gönderir... NEFESİNİ İDRAK EDEN her kafir mutlaka (fikren) yok olur. İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (Beytül Makdis'e (Mescid-i Aksa) yakın bir belde) karşılaşır ve ONU (FİKREN) YOK EDER." (Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 104)

Deccaliyet mutlak mağlup olacak şekilde yaratılmıştır. İnkar edenlerin tuzakları, Allah'ın izni ile hiçbir zaman başarıya ulaşamayacak tuzaklardır. Bu gerçek Kuran’da şöyle bildirilmektedir:

"Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır." (İbrahim Suresi, 46)

"Dünya kurulduğundan beri her yüzün başında önemli bir olay olmuştur. Bir yüzün başlarında da Deccal çıkar ve Meryem oğlu İsa nüzul ederek (yeryüzüne inerek) onu (fikren) yok eder." (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 90)